Modern İstanbul’un Kurucusu Sultan İkinci Abdülhamid Han’dır

Etkinlikler 27 Şubat 2017 23:53
Videoyu Aç Modern İstanbul’un Kurucusu Sultan İkinci Abdülhamid Han’dır
A
a

Tarihçi-Yazar İbrahim Akkurt, 24 Şubat Cuma akşamı Ali Emiri Kültür Merkezinde tarih severlerle bir araya geldi.

İstanbul Tarih ve Kültür Derneği olarak dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Dersaadet Sohbetlerimizde konuğumuz "Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Payitaht’ı" isimli sunumuyla İstanbul Tarih ve Kültür Derneği Başkanı Tarihçi-Yazar İbrahim Akkurt idi. Program başlangıcında moderatör Osman Nihat Bişgin tarafından Tarihçi İbrahim Akkurt ve çalışmalarıyla ilgili bilgiler katılımcılara sunuldu.


 
Tarihçi İbrahim Akkurt'un, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın İstanbul vizyonunu, İstanbul ile ilgili eserlerini, siyasetini, projelerini ve hizmetlerini görsel zenginlikle ve hikayelerle anlatıldığı “Sultan Abülhamid’in Payitahtı”isimli sunumdan ön plana çıkan başlıklar şunlardır: 

1876 yılında İstanbul'a gelen Seyyahların ifadeleri ile "İstanbul, zaman içinde kimliksizleşmiş, bakımsız bırakılmıştır. Bu gövde ile İstanbul'un geleceğe taşınması mümkün görünmüyordu".

Sultan İkinci Abdülhamid Han, sevdalısı olduğu şehre dair raporlar istedi.

Başımıza ne gelmişse dünyada olup bitenlerden habersiz oluşumuzdan gelmiştir.



Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın İstanbul ile ilgili planlarını 2'ye ayırabiliriz. 1 - Mevcut düzensizliğin önüne geçmek, 2 - Yeni yatırımlar yaparak şehri geliştirmek1877 Dersaadet Belediye Kanunu ile Çağdaş normlarda belediyecilik hizmeti tüm İstanbul'a verilmeye başlanmıştır. Bu kanun ile şehrin her yerine hizmet götürülmesi hedeflenmiştir.

Kurmuş olduğu Hamidiye Suları, Darulaceze, Haydarpaşa Tren Garı, Hamidiye Etfal Hastanesi, Daru’l Fünûn(İstanbul Üniversitesi) gibi müesseselerle Sultan Abdülhamid Han adeta günümüzde de yaşamaktadır.

Rıhtım, İskele, Atlı Tramwaylar, Hamidiye Terkos Elmalı İçme Suları, Tren Yolları ile ile yıkılması beklenen devleti şaha kaldırmıştır.

Sirkeci Garı Avrupa’dan gelenleri bir şark havası içinde ağırlarken, Haydarpaşa Garı ise Asya’dan gelenlere Avrupai yüzünü gösteriyor. Böylece Osmanlı başkentinin doğu ile batının kesiştiği imajını veriyordu.



Bilime önem veren Sultan, 1885 yılında kuduz aşısının bulunmasına sevindi. Pasteur’a insanlığın hayrına iş yapmıştır diyerek, devlet nişanı ile birlikte 10.000 frank yardımı bir sağlık heyeti ile Paris’e Pasteur’ün yanına göndermiştir. Bu heyet 6 ay Paris’te kalarak yeni bilgiler öğrenmiştir.

Osmanlı padişahları içerisinde en hayırsever, en çok hayrat yapan padişahlardan birisidir.

Şehzadeliğinde kazandığı paraların bir bölümünü Hastalara, fakir talebelere, asker, toplu sünnet şölenlerine, evi olmayanlara tahsis etmiştir.
Günümüzdeki birçok yüksek okul, fakülte ve üniversitelerin temeli Sultan İkinci Abdülhamid Döneminde atılmıştır.

Sultan’a ciddi muhalefet eden Tevfik Fikret ve Namık Kemal; “Sultan Abdülhamid olmasaydı bu gemi çoktan batardı” diyerek Sultan Abdülhamid’e olan saygılarını ifade etmişlerdir.



1.Dünya Savaşı’nda Sultan Reşad Devi’nde başkentin İstanbul’dan Konya’ya taşınması kendisine söylendiğinde “Ben, Dedem Sultan Fatih’in torunuyum. Hiçbir vakit Bizans İmparatoru Konstantin’den aşağı kalamam. Dedem İstanbul’u alırken, Konstantin, askerinin başında savaşa savaşa ölmüştür. Biraderim nereye giderse gitsinler. Fakat o ve hükümet, İstanbul’dan ayrılırlarsa bir daha dönemezler. Bana gelince; ben, Beylerbeyi Sarayından, ayağımı dışarıya atmam! Son nefesime kadar dedem Fatih’in emaneti İstanbul’u savunurum.”  diyerek İstanbul’un elimizde kalmasını sağlamıştır. Bugün eğer İstanbul’da yaşıyorsak bu Sultan İkinci Abdülhamid’in o günlerde göstermiş olduğu dirayetli duruş sayesindedir.



İbrahim Akkurt’un sunumu sonrasında kısa bir teşekkür konuşması yapan Dolmabahçe Sarayı Rehberi Tarihçi Osman Nihat Bişgin;: 
" Son yıllara dünyanın her yerinde siyasi tarihten, kültür tarihinden ziyade şehir tarihi kavramı ön plana çıkmakta ve önemsenmektedir. 33 yıl boyunca adeta İstanbul’u nakış nakış dokuya Sultan İkinci Abdülhamid’i keyifli bir sunum ile dinledik, çk şey öğrendik, hcamıza teşekkür ediyoruz. Misafirlerimize böylesine kıymetli bir programa vakit ayırdıkları için teşekkürü bir borç biliyoruz.  " diyerek katılımcıları selamladı.

Katılım ve katkılarından dolayı Tarihçi İbrahim Akkurt’a, plaket takdimi ile program son buldu.


 

 
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

duyurular DUYURULAR
editörün seçtikleri EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat

İstanbul'dan Dünya'ya Tarih'in İzinde